En uzun en çaresiz geceni düşün insanoğlu, sabah olmadı mı?
O halde aç gözlerini, Ölmek dediğin dirilmeye eş değil mi yani? Bırak kıyamet kıyam olsun,, Uyanışın yok oluşun olsun...Yeter ki uyan bu kan uykulardan. vazgeç ki göreceğin en tatlı rüya olsun...
Ve İnsan çağı kapandı.
O muhteşem sureti sonunda İnsanoğlu korkunç kayıplar vererek hızlı bir düşüş yaşadı. Öyle ki artık ne kıtalar, ne uğurlarına savaştıkları ülkeler
nede şehirler kaldı geriye. Diller ve ırklar bu düşüş sonrası birleşti.
Artık ne kazanmak nede kaybetmekti amaç. Vampir zulmüne maruz kalmadan Safkan yönetimi altında yalnızca hayatta kalabilmekti.
Sevgili okuyucu..:)
Düş adında ki Anlatımdan sonra gelen, İlk bölüm Düşüş te,,
İki safkan kralının dünyayı ve insanları nasıl helak ettiğini anlatıyor.. yeni dünya düzeninde insanların bugün ki durumunun nasıl başladığını.. yani 145 yıl öncesini..:) İki kral ın insanlar düşerken neler hissetiğini ve bunu neden yaptıklarını...
İkinci bölüm 145 yıl sonrasında ve devamında dünyamız farklı bir ırk tarafından nasıl yönetiliyor, kimler tarafından nasıl bir düzen içinde yaşanıyor onları göreceksiniz..:) Kıtalar, ülkeler, şehirler yok artık... Bir duvar ve o duvarın içinde ki krallıkta hayatta kalma mücadelesi..:) gerilim dolu yasak bir aşk ve diğer mitolojik yaratıklar,.Kadim krallar, Safkan prensler ve onların soyları... birleşen insan ırkı ve onları korumaya çalışan avcılar..:) işte bu düzen içinde iki avcıyı anlatıyorum ben...:) Alperen ve Leyla..:) avcılar ve safkanlar birbirlerini adaletsizlikle suçluyor..
Bakalım kim adil..:)
Yeni dünya düzeni serisinin ilk kitabı,,,, Soluksuz en karanlık şafak..:) isterseniz kitabı internet sitelerinden de alabilirsiniz..:)
Kapak: benbittimaq
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki tehlikeli bir terör hücresini etkisiz hale getirmektir. Ancak operasyon sırasında Tuğra, gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Tim, Tuğra'sız dönmenin acısını ve şaşkınlığını yaşarken, Tuğra ise kendini beklenmedik bir zamanın içinde bulur. Tam 300 sene önceye, İskoçya'ya gitmiştir.
Tuğra, hem kendi gerçekliğine dönmeye çalışırken hem de İskoçya'nın gizemli topraklarında hayatta kalmaya çalışır. Bu süreçte zamanın ve mekanın sınırlarını zorlayan aşk, dostluk, gizem, aile ve sadakat hikayesi de gelişir.
Hayatının yeni savaşı başlar, bu sefer kılıçlarla...
Kesit:
---
Bir Ingiliz kadınının burada ne işi var?" Diye devam etti karşımdaki adam İngilizce konuşarak.
"İngiliz değilim, Türküm" dedim ama adamların hepsi anlamaz gözlerle bakmaya başlamıştı. Zaten vücutları komple boyanmıştı ve korkutucu tipteydiler.
"Türk mü?"
Neler oluyordu??
Az önce çatışmanın ortasındayken ortalık kurak araziydi. Mağaranın arka kapısından çıkınca böyle büyük bir ormana nasıl gelmiştim ki? Hem ben haritacıydım ve bölgede böyle bir orman olmaması gerekiyordu. Birazdan tim arkadaşlarım da beni bulurdu nasılsa.
"Bizimle geliyorsun" diye devam etti esmer, uzun saçlı dev gibi olan adam.
"Burası neresi?" Dedim aynı adama bakarak. Sanırım bu grubun lideriydi. Kamuflajıma attığı tuhaf bakışları ise görmezden geldim. Ancak kısa süren sessizlikte, o boğuk sesini tekrar duydum.
"Klanıma hoş geldin küçük kız..."