''Hiç bukadar sıkıntılı bir operasyon yaşamamıştık Bay Chester'' dedi Bayan Diana. Ellerini kollarında bağlamış, dört duvarıda siyah renge boyanmış, iç karartıcı odanın ortasında dolanıp duruyordu. ''Artık durmalısın, aksi taktirde kusacaksın Diana.'' diyerek onun durmasını sağladı Bay Chester. ''Efendim anlamıyorsunuz, şu ana kadar gizli kalmak istediğinizin farkındayım, fakat elimizde ajan kalmadı. Genç kana ihtiyacımız var.'' ''Yeni gelenlere nasıl güvenebiliriz? Üstelik genç nesilin çığırından çıktığını biliyorsun.'' Bayan Diana hak verircesine başını salladı. Bu kötü his onun içini kemiriyordu. Koskoca şirkette ellee tutulur ajan sayısı 3 yada 5'ti. Belkide daha az. Aklına gelen parlak fikirle gülümsedi. ''Buldum!'' diye bağırınca ihtiyarın bakışları ona döndü. ''Ölen ajanlarımızın çocukları?'' dediğinde onun için yeni bir umut ışığı doğmuştu. ''18 yaşında kaç çocuk olabilir ki?'' ''Eminim ki bize yetecek kadar..'' der demez iki üç dosyayı masanın üzerine koymuştu. Eliyle hepsini teker teker inceleyip, bazı sayfaları koparıyordu. ''İşte bakın, tam tamına 10 çocuk var.'' Bay Chester sayfaları inceleyip, birini kenara ayırdı. ''Pekala 9 çocuğun aileleri ve kendisiyle görüşelim'' deyip ayağa kalktı. ''Fakat efendim, orda 10 çocuk var. Ayırdığınız kim?'' Bay Chers beyaz sakallarını kaşıyıp, sayfayı Diana'ya uzattı. Diana sayfayı incelediğinde yüzünü beyaz bir renk kaplamıştı. Kısık sesle yazan ismi okudu; ''Eliza Huddlestone''All Rights Reserved
1 part