"Toprak!" At bir anda telaşlandığında tutunduğum yer ellerim arasından kaydı. *** "Hayır!" Nefes nefese başımı ellerim arasına aldım ve biraz olsun sakinleşmeye çalıştım. Yine aynı rüya! Ne zaman şirkette işler yolunda gitmese bu rüyayı görüyordum. Psikoloğum sorun teşkil eden birşey olmadığını, sadece stresten olduğunu söylemişti fakat bazı geceler böyle uykumdan edilmek gerçekten hoş değildi. Yine sucuk gibi terlemiştim. Bekir amca kimdi bilmiyordum. Bana Toprak diye hitap eden çocuğu da. Hatta Toprağı da. Toprak kimdi ki? *** "Sus artık, tamam." Alayla nefesimi bıraktım. "Bana böyle davranamazsın! Şu yaptığın hareketlere bak! Sadece aramızda saçma bir iş anlaşması var Savaş Yüksel. Sınırlarını aşma." "Saçma olduğunu sen söyledin. Belki de sana böyle davranmam çok da yanlış değildir ha?" "Benim izin vermediğin sürece davranamazsın!" "Susmadığın ve sözümü dinlemediğin sürece davranırım." "Böyle yapmaya devam edersen susmam!" "Ama ben seni susturmasını bilirim." "Öyle mi? Nasıl olacakmı-" Yüzünü biraz daha yüzüme yaklaştırdığında burunlarımız birbirine sürttü. Arada olan kısacak mesafe dilimi yutmama sebep olmuştu. Belki de bunun sebebi dudaklarıma çarpan nefesi ya da burnuma dolan kokusudu bilmiyorum ama aşağı tarafta hoş şeylerin olmadığı belliydi. Vücudum tuhaf tepkiler vermeye başlamıştı çoktan. "Göstermemi ister misin? Uygulamalı olarak?" Evet... Yani şey hayır! Hayır! *** Yeni hikayeme hoşgeldiniz! Beğeneceğinizi umuyorum, iyi okumalar. ;)