19 yasindayim. Hayatin bana öğrettiği en güzel ders inanmak oldu. 2 sene önce ağustos aylarinda universite sinavina gece gündüz calisan fakat sinava girdikten sonra büyük bir hüsranla karsilasan bir kiz vardi. Büyük bir hayal kirikligi. Halbuki neler hayal etmiştim. Lisem çok berbat geçti. Anadolu lisesini 394 puanla kazanamamistim. Düz liseye gitmek zorunda kaldim. O yillari hatirlamak bile istemiyorum. Universiteydi tüm hayalim. Mimar olmakti. Mimarliğa asiktim resmen. Mimar kelimesini duyunca bile kalbim yerinden cikicakmis gibi oluyor yüzümde anlamsiz bir gülümseme beliriyordu. Dershanenin o yıl bana kazandirdigi bir arkadasligim vardi. Asik olduğum meselegin ogrencisi oldu o yil. İstediğim üniversitede.kendim için ne kadar mutsuzsam onun için o kadar mutluydum. Mimar olamasamda mimarlik öykülerini dinleyecegim bir akadasim vardi. Tabi ki de yilmadim. Bu bana yakismazdi. Her şeye tüm sözlere kulaklarımi tikadim. Yapamazsinlar edemezsinler hepsini bir kenara koydum.Zor oldu evet.