O ise bana elini uzatmadan önce dikkatle yüzümü süzdü. Bir an her şeyi görebilecek sandım. Dudaklarımın kıyısında ve gözbebeklerimde sakladığım bütün sırlara tek bir bakışla vakıf olacak, birilerine beni buradan apar topar götürmeleri için talimat verecek, soyunduğum bu macera daha başlamadan sonlanacak zannettim. Korkum içimde kaskatı kesildi. Ama zannettiğim gibi olmadı. Yüzümdeki bakışların sahibi dudaklarında küçük bir tebessümle bana elini uzattı. "Ben de Destan," dedi. "Destan Zorbey." Elimi avucuna bıraktığım anda söndüremeyeceğim bir yangına adım adım ilerlediğimi biliyordum. İçimde çaresiz bir kadın çığlıklar atarak bana kaçmamı söylese de ben durdum, gülümsedim ve belki de bir katile neşeyle "Memnun oldum," dedim.