Yalanlar, sırlar ve ihanetler vardı geçmişimde. Peki ben bunlardan nasıl bir haberdim? Öğrenmem gereken, belki de gerekmeyen onca şey yaşandı. Yaşananlar bir sis perdesi gibi üzerimi örterken, her zaman yaptığım gibi kalemimi aldım ve etrafıma kimsenin aşamayacağı bir çizgi çektim. Çizdiğim sınırların arasından sızmaya geldi biliyorum. O, benim kaosum, aynı zamanda cennetim. Veya cenneti bana sunacak bir anahtar. "Merih Göktan beni bir kız çocuğunu sever gibi sevdi ve bana bir kadına dokunur gibi dokundu." Merih Göktan bir hırsızdı. Yıllardır kilit vurduğum kalbimi açmak için ugraşmayacak kadar zeki bir hırsız. Ve her yenik düştüğümde, aslında kazandığımı bana gösterebilecek bir adamdı o. Bana cenneti vaad etmedi, bana cenneti gösterdi. Söz vermeyi sevmezdi zaten. O süslü cümleler kurardı gözleriyle. Ben okurdum cümlelerini tek tek. Hikayemiz onun gözleriyle anlattıklarını anlamaya başladığım zaman hayat buldu. Onun gözlerine baktığım sürece devam edecekti. Ve birimizin gözleri kapanana kadar... Merih Mor ve Yeşilin Dansı. Tanıtım Videosu : https://www.youtube.com watch?av=qMVkxaoPNUc
48 parts