Okuduğum en gerçek hikayeydi,
Bir erkeğin gözlerindeki pişmanlık.
..................
Elimi sıkı sıkı tutup gözlerimin içine baktı.
"Heyecanlımısın?"
Delimi bu adam, heyecandan kalbim göğüs kafesimi kıracak gibi çarpıyordu. Derin bir soluk alıp konuştum.
"Heyecanlıyım ama çok da mutluyum."
..................................
Ben yerde hıçkırarak ağlarken ayağı kalkacak gücü kendimde bulamıyordum. Yanıma kadar gelip saçlarıma yapıştı. Saçlarımın acısından acılı çığlığıma engel olamadım.
Tüm gücüyle çekiştirip salonun çıkışına yürümeye başladı. Saçlarımı o kadar çekiyorduki kökünden çıkacak sandım.
Hem saçlarımdan sürükleyip hemde bağırıyordu.
"İhanetinin cezasını çekeceksin!!"
.....................................
Sert adımlarla odadan çıktı ve kapıyı büyük bir gürültüyle kapattı. Sadece ay ışığının aydınlattığı bu odada göz yaşlarım yanaklarımdan sel gibi akıyordu.
Her şey bir rüyamıydı yani. Yoksa onlar gerçektide ben şu an da bir kâbusun içindemiyim.