Bilmediğim bir dünyadayım,ağaçlar daha bir yabancı,sokaklar daha bir ıssız her şey daha bir soğuk.Benden ve yalnızlığımdan başka hiç bir şey kalmamış gibi şu koca gezegende.Yavaşça yürüyorum,sanırım hiç bir derdim yok yalnızlığımdam başka.Gölgem sürükleniyor kaldırımlarda,ikindi güneşinin altında.Duyabildiğim tek şeyin rüzgar ve ayak seslerim oluşu beni ürpertiyor.Ağaçların üstlerinde yosun parçaları görüyorum,yapraklar rüzgarla uyumlu şekilde bir ritim tutmuş hışırdıyorlar.Çığlık atmak istiyorum ama atamıyorum.Ne garip bir yer olmuş bu aciz gezegen.Şu an düşünebildiğim geçmişim ve geçmişte kurduğum hayaller.Hayallerimi gerçekleştirme fırsatım var ama bunu istiyor muyum?Kendime bir süre bunu soruyorum,sonra hayallerimi paylaşabileceğim biri olmaması ve bunları yaptığımı tek benim bildiğim avuntusuyla vazgeçiyorum hepsinden.Artık yaşanabilir derecede bir gezegen mi burası?Bilemiyorum.Tek bildiğim daha da soğuk göründüğü.Tüm insanlardan kurtulmayı istediğim zamanlar olmuştu,zayıf hissettiğim anlar,ama bu şekilde olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti.Zaman geçiyor,ne yapmalıyım bilmiyorum.Fakat şu anda bir arkadaş iyi olurdu diye düşünüyorum içimden.Yalnızlığım tüm bedenime ve bu terkedilmiş koca gezegene yayılıyor.Aç gibi hissediyorum,ancak hiçbir şey yemek istemiyor vücudumun geri kalanı.Hafiften yosun tutmuş,mermer bir çeşmeden birkaç yudum suyla idare ediyorum şimdilik.Hava kararmaya başlıyor,kendimi en yakın parka atıyorum.Salıncağa oturup hafiften sallanmaya başlıyorum.Sonra kendime bir ağaç seçip altına uzanıyorum.Yıldızlara bakmaya başlıyorum,ay ışığı hafiften okşuyor kaydırakları ve üstleri metalimsi bir şekilde parlıyor.