Sessiz olurdu hep, saklanırdı kendi yalanlarının ardına... Kimi zaman kendi yalanlarında boğulurdu ama vazgeçmezdi yalan söylemekten...
Ne çok güzeldi ne çok akıllı... Yeteneksizdi bir kere...
O, hep yalancı oldu... Hep biraz yoksun...
Bazen çatıya çıkıp, trenin gelmesini beklerdi... Bazen merdiven köşelerine sinip, ağlardı...
Soğuğu çok severdi... Kışın ağzından su buharları eksik olmazdı... Sigara gibi tüttürürdü, soğuk havayı...
Ama en çok kibritle oynamayı, ateş çıkarmayı, severdi... Kibritçi kız misali kibrit çöplerini yakıp, hayaller kurardı... Kimse bilmezdi ne hayal ettiğini, nasıl yalnız olduğunu... O bilirdi...
Pek gülmezdi ama kulaklarına kulaklığını takıp, kimsenin bilmediği gizemli şarkısını açınca, gülümserdi...
Çok güzel gülerdi... Ağlamaktan kızarmış göz altları bile gülerdi, o gülünce...
O, biraz 'biz' gibiydi... Biraz kimsesizdi... Biraz tutsak... Biraz özgür... Biraz mutlu... Biraz aptal...
O, O'ydu be, paha biçilmezdi...
* Yalanlar ile mutlu olan, kız *