İri yağmur damlaları hızla yere düşerken, düştükleri yerde küçük noktalar bırakıyordu. Genç kız yağmura aldırmadan yağmurluğunun kapüşonunu başına geçirerek, valizini tuttuğu elini sıkılaştırdı. Hızlı adımlar atıyordu. Onu kovalayan birileri belki vardı, belki de yoktu. Kız adeta kaçarcasına emin adımlarla ilerlemeye devam etti. Ne gecenin karanlığı onu korkutabilirdi, ne de bardaktan boşalırcasına yağan yağmur. Karanlık gökyüzüne bakarak düşündü. İnsanlarda aynı gökyüzü gibi değil miydi? Gökyüzü gündüz mavinin her tonunu dener, geceleri ise kapkaranlık bir siyaha bürünürdü. Peki mavinin her tonunu neden ayrı ayrı sevsin ki;
Siyahın tek tonu varken?
"Gerçek şu ki, herkes seni incitecek. Yapman gereken tek şey, acı çekmeye değer birini bulmak."
Hedefleri için gözünü karartmış olan Alin, bir yıl daha sınava çalışma kararı alır. Her şeyi bir kenara bırakmış, yalnızca derslerine odaklanmışken, kütüphanede tanıştığı bir adamla sınırlarını koruyacak mı yoksa yıkacak mıydı?