"Sessizliğin hüküm sürdüğü kalbime bir ok misali saplanan o acı tarif edilemez bir nefretin başlangıcıydı. Ve o nefret beni intikam yoluna sürükleyen kalbimin acı yakarışlarıydı..." Yeşil gözlerindeki pırıltılarda saklıydı her şey. Her gece karanlığın sakladığı çığlıklarındaki çaresizlikti küçüklüğü. Yaşlanmış, dumanlı nefeslerin saçlarında bıraktığı hoyratça, edepsiz öpüşlerdi büyüdüğünün kanıtı. Yalnızlığını örten tek varlığını bulma yolunda geldiği bu şehirde bulacaklarıydı yaşayacakları... Aşk. Acı. Nefret. İntikam... Her şey geleceğini saklayan bu şehre hapsolmuştu. Ve bu şehir, onun geleceğini geçmişe gömmek için hazır bekliyordu. İsminin anlamına yakışır bir şekilde iyiliği müjdelemek için gelmişti. Yeşil gözlü, boş bakışlı, donuk ruhlu siyah bir kızdı o. O Buğlem Taşkıran'dı... O, Siyah Kuş'tu... Ve, bakışlarındaki boşlukta insanları hapsetmek için buradaydı. ** 12.01.2016-01:16 tarihinde yayımlanmaya başlamıştır.