''Hayır,'' dedi çatlamış, yer yer kan izleri olan dudaklarını yalamadan önce. ''Kastettiğin buysa, Sydney, kesinlikle hayır. Sen beni aşağı sürükleyecek en son insan bile olamazsın.'' Ağzından çıkıp bendeki etkisini görmek istercesine sinsice burnuma yayılan vişne kokusu, zihnimde sonu gelmeyen anıları canlandırıp dururken, sözlerinin ağırlığının kalbimde yarattığı boşluklara hiç de iyi gelmiyordu.
Doğru söylüyordu. Ben, onu aşağıya sürükleyecek son insan bile olamazdım.
''Söylesene, sen kimsin? Tam olarak neyimsin? Neden yanımdasın,ha? Gerçekten Sydney, sen kimdin?"
Ama o kesinlikle beni aşağıya sürükleyecek ilk insandı.