Aşkın nasıl ve ne zaman geleceği belli olmazdı.
Bazılarına doğru zamanda güzel bir aşk gelirdi; cesur olan bu aşkın peşinden koşar, duygularının arkasında durur, her şeyi göze alırdı. Korkak olan ise, bu aşkı kaçırır, ömür boyu pişmanlık yaşardı.
Peki ya bu aşk, en yanlış zamanda geldiyse? Yine cesur davranılmalı mıydı yoksa bir korkak gibi kaçılmalı mıydı?
Derya, sevgisiz bir anne babanın elinde büyümüş bir genç kızdı. Babası için işi, annesi için abisi önemliydi. Bir tek abisi kendisine önem veriyordu ancak bu da yetersiz kalıyordu.
Yaşadığı hayat yeterince zor değilmiş gibi, babasının kendisini para için sevmediği, hatta nefret ettiği bir adamla zorla evlendirmesi, buna tuz biber olmuştu.
Kendisine takık olan adamdan kaçtığı yerde bulduğu tutkulu hisler ise, hem pişmanlığı hem de mutluluğu aynı anda hissetmesine neden olmuştu.
| Yetişkin okular için uygundur,
cinsellik ve argo içerir! |
Terk ettiği nişanlısının mahallesine üç yıl bir ay on dokuz gün sonra tekrar gelen Nalan ne ile karşılaşacak? Her şey bıraktığı gibi mi?
•
"Yalvarırım git Nalan. Benim başıma bela açma! Mahallemden git! yoksa-"
"Yoksa?"
"Zor lan!" dedi yarım ağız bağırarak.
"Hayatımı siktin ulan! görmüyor musun Nalan beni? Yarattığın enkazı görmüyormuş gibi! Nalan senle ben aynı mahalleyi bırak aynı şehirde yaşayamayız!" göz yaşlarımı sildim bedenimin yanında ki iki kolu ve yakınımda ki yüzü her şeyi zorlaştırdı. Kör kütük sarhoştu.
"Neden?" diye sordum acıyla.
"İki yangın beden birleşir.." dedi kendine hatırlatır gibi. Sonra ekledi. "Biz artık beraber yanmayız Nalan. Ya küle döneriz. Yada yakarız!"