Çok sevimli fakat hayat görüşü beni seveni severim tarzında bir kızdım. Sevgilinin anlamına tam olarak varamamış küçük yaşlardaki aşka aldanmış bir insandım. Bir gün dershaneden çıkarken üzeri paramparça bir kız çocuğu yaklaştı yanıma, bayılacak gibi oldu birden. Tuttum ve dizime yatırdım. Karşıdan koşa koşa birisi geldi yanıma umursamadım. Bakar mısın bir şeyi mi var dedi. Konuşmadım. Önemli bir şeyi olabilir. Tıp öğrencisiyim söyle de yardım edeyim dedi. Kafamı kaldırıp sadece bayıldı demek isterken gözlerine baka kaldım. Bu da ne? Tanıyor gibi oldum. Bir anda ayıldım ve ''sadece bayıldı'' dedim. İzin ver bakayım dedi. ''Buyur bak'' dedim. ''Çevreden bir yerden buz ve bez gibi bir şeyler bulman gerek. Başına güneş geçmiş.'' dedi. Küçük kız için nasıl koştuğumu bilemedim bir yerlerden buz buldum ve çantamı kurcalayıp bir bez mendil çıkarttım hemen ona uzattım. Buzu mendile sararak kızın yüzünde gezdirdi. Gerçekten bir baba gibi duruyordu kızın yanında. Hala anımsamaya çalışıyordum kim olduğunu birden aklıma bir şey düşüverdi. Siz kimsiniz isminiz nedir? ''Ben Onat Saygı ,9 eylül üniversitesinde dönem 1 öğrencisiyim. Ya sen?'' Bende Atatürk Lisesi 12. sınıf öğrencisiyim Adım Ekin Acar'' Memnun oldum dedi güzel bir ses tonu ile o sırada küçük kız ayılmaya başladı nerede olduğunu şaşırdı yavrucak annesini aramaya başladı gözleri. Tamam dedim bu abin sana yardım etti ona bir teşekkür etmen gerekebilir sonra senin anneni aramaya başlayalım. ''Teşekkür ederim abi çok teşekkür ederim.'' dedi naif sesiyle küçüğüm. ''Hava sıcak kendine dikkat etmelisin'' dedi ve görüşmek üzere diyerek uzaklaştı. Ne maceraydı ama. Bir anne , üzüntülü bir anne meraklı bakışlarla etrafını süzerken küçük kız atılıverdi ''Anne'' diye. ''Dikkatli ol''diye bıraktım. Teşekkür etti annesi bende eve doğru yürüdüm.All Rights Reserved