Aynı sıkıcı günler,aynı sıkıcı okul ve hayatımda büyük yer kaplayan arkadaşlarım... Monoton hayatımda eğlence kırıntısı aramayı bırakalı yıllar oldu.En son eğlencem, bundan dört sene önce sekizinci sınıftayken aynı liseye gidebilmek için keltoş ve göbekli klasik müdürümüzün odasındaki bilgisayarı,bilgisayar dehası olduğunu iddia eden Türk malı Gökay'ın yanlış siteye giriş yapması sonucu okula beş yüz altmış sekiz buçuk lira değerinde bir sürü kitap sipariş etmemizle sonlandı. Ama sınav sonuçlarımızın yakın olduğunu bilmiyorduk.Sonuç olarak aynı liseye gittik mi? İstisnalar hariç,evet.Bizim keltoş ceza olarak ders sonraları hademelere yardım etmemizi önerdi.Disiplin kurulu da kabul edince cezamız belli oldu.Kapıda nöbet tutan Tanem'den yakalanacağız korkusuyla valinin okula hediye ettiği çiçeğe işeyen Ege'ye kadar,yanlışlıkla kitap satın alan Gökay'dan keltoşu oyalamak için kantindeki gıcık kızın saçına çiğnenmiş sakız yapıştırıp kafasına suluboya fırçası atan bana kadar hepimiz ceza almıştık.Rezil olmamızı ve öğretmenlerin gözünde küçük düşmemizi saymazsak umrumuzda mıydı? HAYIR...
17 parts