"Nasıl yapabildin?" Gözlerindeki her damarın ayrı ayrı kanlanışına anbean şahit olurken titreyen dudaklarının ardında sırasını bekleyen kelimeleri benim için bileniyordu; biliyordum. Acıtacaktı; çok acıtacaktı, hem kendi canını hem de benim canımı. Fakat paramparça etmek için hiç tereddüt etmeyecekti; zamanında benim etmediğim gibi. Kirli sakallarının gölgelediği o keskin çehresine, alnına dökülmüş kahve siyah saçlarına ve tir tir titreyen o uzun kirpiklerine dokunmak istediğimde de tereddüt etmedim. Elimi uzattım ona doğru. Hızla geriye adımladı. Yüzünde oluşan o tiksintiyi ve öfkeyi gördüğümde boğazıma düğümlenen şeye aldırmadım ve dudaklarıma gerçekliğini bildiğini bildiğim o gülümsemeyi takındım. Yüzündeki ifade söküldü. Yerini bir korku dalgası aldı. Saniye saniye derisini arşınlayan korkunun gözlerini ele geçirmesini izledim. Kıvrılmış dudaklarımda takılı kalan gözleri gözlerime tutunduğunda başımı salladım ve eskiden kendime söylediğim ama ona söylemediğim o şeyi söyledim; tereddüt etmeden. "Hayır," dedim . "Parçalanıp darmadağın olduğunda seni uyarmadığımı söyleyemezsin." -0- "Esarete yazılmış bir kaderde özgürlüğün sınırlarını hürriyetin içinde olduğundan daha da uzağa çizersin." -0- "Cephede bir kuş uçar, Kanatları ateşten. Bir fırtına süzülür ardında, Sesi sessizlikten. Ve bir ölüm nefesini alır, Unutulmayacak bir cephede Unutulmayacak bir savaşçıdan." -0- •Tüm hakları saklıdır. Herhangi bir kopyalama, izinsiz atıf veya alıntı söz konusu olduğunda yasal işlem başlatılacaktır.All Rights Reserved