SIFIR NOKTASI
  • Reads 22,250
  • Votes 218
  • Parts 12
  • Reads 22,250
  • Votes 218
  • Parts 12
Ongoing, First published Sep 10, 2015
Mature
"Nasıl yapabildin?"

Gözlerindeki her damarın ayrı ayrı kanlanışına anbean şahit olurken titreyen dudaklarının ardında sırasını bekleyen kelimeleri benim için bileniyordu; biliyordum. Acıtacaktı; çok acıtacaktı, hem kendi canını hem de benim canımı. Fakat paramparça etmek için hiç tereddüt etmeyecekti; zamanında benim etmediğim gibi.

Kirli sakallarının gölgelediği o keskin çehresine, alnına dökülmüş kahve siyah saçlarına ve tir tir titreyen o uzun kirpiklerine dokunmak istediğimde de tereddüt etmedim. Elimi uzattım ona doğru. Hızla geriye adımladı. Yüzünde oluşan o tiksintiyi ve öfkeyi gördüğümde boğazıma düğümlenen şeye aldırmadım ve  dudaklarıma gerçekliğini bildiğini bildiğim o gülümsemeyi takındım. 

Yüzündeki ifade söküldü. Yerini bir korku dalgası aldı. Saniye saniye derisini arşınlayan korkunun gözlerini ele geçirmesini izledim.

Kıvrılmış dudaklarımda takılı kalan gözleri gözlerime tutunduğunda başımı salladım ve eskiden kendime söylediğim ama ona söylemediğim o şeyi söyledim; tereddüt etmeden. 

"Hayır," dedim . "Parçalanıp  darmadağın olduğunda seni uyarmadığımı söyleyemezsin."

-0-

"Esarete yazılmış bir kaderde özgürlüğün sınırlarını hürriyetin içinde olduğundan daha da uzağa çizersin."

-0-

"Cephede bir kuş uçar,

Kanatları ateşten.

Bir fırtına süzülür ardında,

Sesi sessizlikten.

Ve bir ölüm nefesini alır,

Unutulmayacak bir cephede

Unutulmayacak bir savaşçıdan."

-0-

•Tüm hakları saklıdır. Herhangi bir kopyalama, izinsiz atıf veya alıntı söz konusu olduğunda yasal işlem başlatılacaktır.
All Rights Reserved
Sign up to add SIFIR NOKTASI to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
34 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
SARRAF cover
DİLVAN (Kitap oluyor)  cover
İMDADIM cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Kara Gül  cover
AMARİS cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover

GECENİN İZİ

34 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....