O kadar sıcak ki, nasıl yazıyorum hiçbir fikrim yok. Bugün hiç konuşmadığım kadar konuştum. Hâlâ daha neyin yazma derdi bu bilmiyorum. Dünyanın en sıcak günü olmasına rağmen bence hayat tam şu an durmalı. Çünkü o kadar halsizim ki yeniden insanlarla uğraşmaya. Rol yapmaya, yeniden düşünmeye. Hiçbir şey yapmamaktan yoruldum, öyle bir yormuş ki beni yıllar kısa süreli aylarla kendimi teselli edemedim.
Az düşünmeye başlayayım bari dedim kendime bir beden seçtim aklımda da ruhunu kurguladım. Tabi çok adaletli bir kurgu olmadı kendisinin gerçek hayatından da yararlandığım için. Güzel vuruldum. Peltek konuşmasına, durup dururken derin derin bakmasına, arada sırada hâlâ neden yaşadığını düşünmesine, ne yaptığını bilmemesine, kitap okumasına, gitar çalmasına, şarkı söylemesine, egodan arınmış olmasına, belki duruşuna, belki arada yüzüne vuran ışığa. Bayağı iyi vuruldum sanırım. Ellerine, parmaklarına, yüz hatlarına, o kemikli yapıya, en çok düşünce tarzına, daha da çok sıradanlığına.
|| Mardin'den Kaçış Serisi: I ||
* Kurgu ve isimler değiştirildi.
"Bazen evler, dört duvar olmaz."
Kadın küçücüktü fakat adamın kalbinde adamdan bile daha daha büyük bir yer kaplamıştı.
Bunu kabul edemiyordu adam. Kırıyordu döküyordu ama bunu kabul edecek kadar cesareti yoktu.
Çünkü karşısında gördüğü küçücük kızı hayatına alırsa onun tüm masumiyetini, içinde sönmeyen ateşle yakacaktı.
* Cinsel içerikli sahneler vardır.
*Kapak tasarım şahsıma aittir *