DOĞUNUN İNCİSİ-BASILI ESER (Ön okuma vardır.)
  • مقروء 261,846
  • صوت 4,322
  • أجزاء 9
  • مقروء 261,846
  • صوت 4,322
  • أجزاء 9
إكمال، تم نشرها في سبتـ ١٣, ٢٠١٥
Kitap olduğu için ön okuma olarak sadece 3 bölüm vardır.

*

Hayatını, kazanma arzusu üzerine kuran genç bir adam İnci'nin hayatına girdiğinde ondan gitmeyi planlamış mıydı? 

Bıraktığı enkazın içindeki küçücük umut ışığı, çıkmazlara hapsolan İnci'ye yeter miydi?

Hayatı bir defa çalınan İnci, ikinci bir ümitsizliğe düşmek üzereyken onu kollarından yakalayan Ömer'in kalbinden asıl geçenleri görebilecek miydi? 

Bir uçurum.
Bir evlilik.
Gizli bir can
Ve tabii ki de en olmazları olur yapan aşk!

(Bu bir TÖRE hikayesi değildir.)


(11.12.2015 tarihinde yazılmaya başlanmıştır.)


© Tüm hakları şahsıma aittir. İznim olmadan alıntı yapılamaz!
جميع الحقوق محفوظة
قم بالتسجيل كي تُضيف DOĞUNUN İNCİSİ-BASILI ESER (Ön okuma vardır.) إلى مكتبتك وتتلقى التحديثات
أو
#763pişmanlık
إرشادات المحتوى
قد تعجبك أيضاً
Bela Çiçeği بقلم limonkokuluyagmur
12 جزء undefined أجزاء مستمرة
Sonunda koltuğa ulaşıp adamın hemen yanı başına iliştiğinde "Kendini bu kadar dövdürürken tam olarak ne amaçlıyordun, çok merak ediyorum gerçekten?" diyerek terslendi. Adamın sıkıntılı nefesi evvela ciğerlerini, peşi sıra da yüzündeki yaraları dalgalandırdı. "Seni düşünmemeye çalışıyordum." "İşe yaradı mı bari?" Erdemir koltuğun üzerinde gövdesini bir milim dahi oynatmadan başını yana çevirip kadının gözlerinin içine baktı. Bu mesafeden bir uçurum gibi görünüyorlardı. Kaşlarını havalandırmak istese de canı yanınca vazgeçerek "Sence?" diye mırıldandı. Dişleri dudağının kenarındaki kabuk bağlamamış yaranın etrafında itinayla gezinmeye devam ediyordu. Çağla cevap vermek yerine pamuğa döktüğü solüsyonu dikkatle Erdemir'in kaşının ucundaki yaraya bastırdı. Adamın bir anda gerilen gövdesiyle kaşlarının daha da çatıldığının farkına varmadan geri çekildi. Bir an sonra tüm tazeliğiyle adamın etinde açılmış beceriksiz bir çiçek gibi görünen yaraya nazikçe nefesini üflemeye başladı. Adamın huzursuzca yerinde kıpırdandığını fark ederek biraz daha yaklaştı ama nefesini henüz adamın teninden çekmemişti. Aynı anda Erdemir'in birden boynundan kavrayan parmaklarını ve onu kendinden uzaklaştırdığını hissetti. "Yapma..." Adamın ciddiyetle havalanan kaşlarına bakarken "Erdem," diye mırıldandı. "Canın..." "Bırak yansın. Alışkınım."
GECENİN İZİ بقلم hisssizyazar
44 جزء undefined أجزاء مستمرة
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....