Her şey çok geride kalmıştı artık. Bütün valizler toplanmış, koliler hazırlanmış, kırılacaklar özenle kutulara yerleştirilmişti. Kırılan kalbinin aksine, camdan parçaların hepsi sarılıp sarmalanmıştı. Hayatın meşakkatli yollarında artık yapayalnızdı. Onunla birlikte, bütün hayat belirtileri de kopup gitmişti ve artık o da gitmek istiyordu kendinden. Gidecekti de. Son valizin de fermuarını çektikten sonra ayağa kalktı, askıda duran kırmızı yağmurluğunu giyindi. İçi kadar kara bir günde işte gidiyordu kendinden. Herkes ve her şeyden uzaklara...