Peşinde biri var. Ensende nefesini, sırtında bakışlarını hissettiğin biri. Seni senden iyi bilen, adımlarının arkasından gelen, ayak seslerini işittiğin biri. Seni çaresizliğin pençesine düşüren, bakışlarının altında kimsesizleştiğin, içini kışa çeviren biri. O, buz mavisiyle grinin arasındaki en güzel tonu gözlerine ayırandı. İçimdeki yangını, kendi alevleriyle tutuşturandı. Umursamayan, acımayan, elinin değdiğini yakıp kavuran alevdi o. Hem çaresizliğim, hemde tek çaremdi. Peki ya ben kimdim? Ben, kuralları onun belirlediği büyük ve tehlikeli oyunda basit bir piyondum sadece. Ben, kaderimi onun ellerine teslim eden, aciz bir kurbandım. O benim gölgemdi, ondan kaçamaz, o olmadan nefes alamazdım.