Üniversiteye yeni başlamış bir genç kızın merakına yenik düşerek tuhaf ev erkadaşını peşine düşmesi,ne yaptığını öğrenmeye çalışması ve kim olduğu belli olmayan,bulunması imkansıza yakın birisi tarafından tehdit mesajları alması,bu mesajların gerçeğe dönmesi...Hande ve arkadaşları mesajların sonuna "-Blood" yazan kişiden kurtulmaya çalışıyor,çırpındıkça batıyorlardı. "-Blood"'ın her an herşeyi duyması,görmesi ve tehditlerini gerçekleştirmesi akılalmaz bir hale sürükleniyordu. Kurtulmaları gerekliydi ve asıl tüm hikaye burada başladı...
Arkadaşlar kitabımı okuyunca ne kadar farklı ve sürükleyici olduğunu göreceksiniz,hoşunuza gideceğini ve okuduğunuza pişman olmayacağınızı düşünüyorum. E daha ne bekliyorsunuz hadi okuyalım...
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...