En cours d'écriture, Publié initialement sept. 19, 2015
Arkadaşlığın tek bir tanımı yoktur. Arkadaşlık dostluk, arkadaşlık kardeşlik, arkadaşlık bir elmanın iki yarısı olmak demektir. İnsanoğlu hayatı boyunca birçok zorluk atlatır. İnsanın her günü günlük güneşlik değildir. Yaşadığımız şu koskoca ömürde bazen mutlu bazen mutsuz günlerimiz olur.
Her insan zor gününde omzunda ağlayabileceği, elinden tutabileceği bir dosta ihtiyaç duyar. Çünkü kişiyi en iyi anlayan insan dostudur. Sığınabileceği bir dostu olmayanlar bunun eksikliğini fazlasıyla hisseder. Önemli olan gerçek anlamda bir dosta sahip olabilmektir. Gerçek dost sadece iyi günde değil, zor günde de sizin yanınızda olur. Sadece sizinle birlikte gülmez aynı zamanda sizinle birlikte ağlar da.
Gerçek arkadaş, kötü zamanında sana nasihat veren değil, kafana oklavayla geçirip "Ne yapıyorsun sen gerizekalı? Adam ol, ikinciyi yersin." diyendir. Gerçek arkadaş seninle yeri geldiğinde salya sümük ağlayıp, yeri geldiğinde karnı çatlayana kadar hömkürerek gülendir. İğrenç esprilerinde seni dövmek için kovalayan, başına bir bela geldiğinde seni arkasında tutup öne atılan.
Gerçek arkadaş, sonsuzdur. Kaybolmaz, gitmez. Her zaman yanında olduğunu bildiğin kişidir. 7 kişi olarak nereye kadar gidebilirdik? Hayatımızın sonuna kadar beraber olabilir miydik? Arkadaşlık tanımında da bu yer almıyor mu zaten?
Evet, kesinlikle öyle. Biz asla pes etmezdik.
Çünkü biz... Her ne olursa olsun, üstesinden gelirdik.
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...