Delikanlı rüzgarda gelen kızın kokusunun sarhoşluğuna aldırmadan bir adım daha yaklaştı kıza. Şu derin mavilerde yüzmek isterken ıssız çöllerde durmak zorundaydı. Bu yaz kokulu kızı hep yanında isterken,kışın en sert rüzgarıyla karşılaşmak üzereydi. Genç kız etraftaki insanların verdiği tedirginlikle bir sağa bir sola baktı. Her zamanki naifliği ile kaldırdı yüzünü. Gözüne gelen saçını kulağının arkasına alarak,kalbinden gelen sıcaklığın da etkisiyle gülümsemesine mani olamadı. Tam o sırada içindeki sıcaklığı buza dönüştürecek şeyler döküldü aşık olduğu adamın ağzından. 'Sen benim gerçekten sana aşık olduğumu falan mı sandın? Ferit ve Uğur senin ne kadar ulaşılamaz olduğundan bahsettiler ben de benim için o kadar da ulaşılamaz olmadığını kanıtladım.Ama bana göre fazla uzadı bu iş sıkıldım. Bundan sonra benden uzak dur!'' Genç kız yutkunamadı bir süre. Tüm bu sözler haram lokma gibi kaldı boğazında. Sonra gözünden akan bir damla yaşı elinin tersiyle silerek; '' Sen bana yakın dur ama! Zira uzak durursan canını yakamam...''