‘’Küçükken en çok yağmurda oynamayı severdim, yağsın camdan etrafı izlerdim. Tek tek cama konan damlalara dokunurdum. Bu yüzden babam hep beni yağmur böceğim diye severdi. Büyüdüm yağmurda yürümeyi sevmeye başladım. Ve büyüdükçe anladım ki önceden sevdiğim için saf bir ruhla baktığım damlalara şimdi gözyaşlarımı saklar olmuşum. Babam derdi ki; ‘Yağmur yağdığında ıslanmaktan korkma. Ağlıyorsan gözyaşını saklar, içinde yangın varsa onu söndürür. Ama en çok aşkla gelsin sana yağmurlar güzel kızım.’ İşte o aşk geldi yağmurlarla fakat biz ıslanmayı beceremedik.’’ ‘’Aylin! Şemsiyeni unutmuşsun diyerek koştu bana doğru. O an anladım nasıl babam annemi gördüğünde kimse o gibi bakamaz bana dediyse, bende şimdi diyordum kimse o gibi sevemez beni. Nasıl aşkla bakıyor öyle.’’
1 part