DENİZDEKİ YANGIN
  • Reads 54
  • Votes 2
  • Parts 1
  • Reads 54
  • Votes 2
  • Parts 1
Ongoing, First published Sep 21, 2015
NEFRET. Duyguların en sinsisidir. yavaş yavaş insanın içine girer ve tüm varlık duygusunu kaplar. Genelde kızgınlık ya da kalp kırgınlığıyla başlayan bu duygu eğer gerçekten kişiyi sardıysa o zaman kurtuluş yok demektir. En keskin ve en keyifli duygu da nefret etmektir elbet çünkü tamamen kontrolsüzdür. Başka bir açıdan ise aşkın en büyük düşmanı ama en kolay affedeceği eski dostu diyebiliriz. İnce bir çizgi var aralarında. Bir insan neden nefret duyar peki? Neden bir insandan tiksinir? Cevabını bulamayabiliriz bu soruların çünkü insan nefreti içinde bir annenin yavrusunu soğuktan sakladığı gibi saklar. Ansızın patlayan volkan misali yıllarca bekler ama basit bir olay sonucu öyle bir tahribat yaratır ki binlerce insanı yutar bu lavlar. Peki hayatı berbat olmuş bir kadını düşünün. Ve onun hayatını berbat eden erkekler. ERKEKLER. Çoğunluk kısmı olarak bel altı düşünceleri olan organizmalar. Bunun sonucunda kadınlara yasaklar koyup onları kendilerinden aşağı gören varlıklar. Şafak UYSAL. Bu zihniyetin kurbanı olmuş bir kadın. Bazı kitaplarda tecavüz sonucu aşk yaşanmış. Böyle saçmalıkların inadına yazılmış bir serüven. Bu saçmalıkları anlayamıyorum. Bir kadının tecavüz edilmesi sonucu romantizme dönüşen sözde AŞK kitabı. Aşkı basitleştirip kadınları yerin dibine sokup yüzsüz gösteren kitapların inadına bitirilecek bir serüven. Aşk yok bu kitapta. Ne romantizm var nede sevgi cümleleri. Herkesin inadına nefret cümleleri intikam var. Yaptıklarının cezasını çeken bir grup yaratık var. Akad HANZADE bu intikamın alınacağı kişi. Çevresinde ki arkadaş grubu ise yok olacak birkaç hayvan. Ve bu işte ki en büyük destek DORUK URAZ ÇANKAYA.
All Rights Reserved
Sign up to add DENİZDEKİ YANGIN to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
33 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
Aşk'a Direniş  by Jutenya_
43 parts Ongoing
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevdi ve sevdiği adam için ailesini herkesi karşısına aldı. Adam çok sevdi... Sevdiği kadın için ölüme gider gibi Karadağlı konağına girdi. Tüm olumsuzluklara rağmen ikisi el ele tutușup herkesi arkalarında bırakıp çıktılar. Aradan geçen 3 yıl sonra hüküm verildi. Ağanın soyu devam etmeliydi ve Keje üstünde ki beyaz gelinlikle... Düğünlü davul zurnalı bir şekilde Mirakan konağına giriş yaptı. Heja aklını yitirdi göğsü sıkıştı... Hayır kocası onu seviyordu yapmaz dedi. İnsan gözüyle gördüğüne kalbiyle inanmak istemiyordu. Heja inanmak istemese de her şey bütün gerçekliğiyle ortadaydı. Mirakan konağında acı bir gerçek... Kuma! Bu kitapta Amed'e nam salmış güçlü ve asil kadın Narin Karadağlı var. Ben hem okuyacağım, hem de sevdiğim adamla evleneceğim deyip töreye aşirete baş kaldıran Narin Karadağlı var. Bu kitapta sevdiği adam için herkesi karşısına alıp, ihanete uğrayan Heja Karadağlı... Bir kadının en güçlü isyanı. Bu kitapta sessiz çığlıklarını duyuramayan sevdiği adamın abisine eş giden Berfin Mirakan var. Ve bu kitapta sevdiği kadın için herkesi karşısına alan sabrın sadakatin en güzel hali Ömer Mirza Karahan var. Heja güzelliği cesareti ve asiliği ile Amed'e nam salmış kadın! Ağir yakışıklılığı bastığı yeri titreyişiyle Heja'nın kalbini fethetmiş adam! Hazar Karadağlı sevdanın en güzel tonu... Sevdiğim kız mutlu olsun varsın bensiz nefes alsın diyen genç yağız bir delikanlı. Onun mutluluğuyla bende nefes alırım diyen bir adam. Mirakan konağına düşen bir ateş kuma gelen Keje Mirakan... senin yapamadığını ben yapmaya geldim dedi, karşısında ki kadını yaktığını bilerek. Bastığı yer alev alıyordu. Kurgunun t
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
BUZ DAĞI (Gay) cover
Aşk'a Direniş  cover
Kara Gül  cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover
İMDADIM cover
Fındık Tarlası cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Lavin cover

GECENİN İZİ

33 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....