NEFRET. Duyguların en sinsisidir. yavaş yavaş insanın içine girer ve tüm varlık duygusunu kaplar. Genelde kızgınlık ya da kalp kırgınlığıyla başlayan bu duygu eğer gerçekten kişiyi sardıysa o zaman kurtuluş yok demektir. En keskin ve en keyifli duygu da nefret etmektir elbet çünkü tamamen kontrolsüzdür. Başka bir açıdan ise aşkın en büyük düşmanı ama en kolay affedeceği eski dostu diyebiliriz. İnce bir çizgi var aralarında. Bir insan neden nefret duyar peki? Neden bir insandan tiksinir? Cevabını bulamayabiliriz bu soruların çünkü insan nefreti içinde bir annenin yavrusunu soğuktan sakladığı gibi saklar. Ansızın patlayan volkan misali yıllarca bekler ama basit bir olay sonucu öyle bir tahribat yaratır ki binlerce insanı yutar bu lavlar. Peki hayatı berbat olmuş bir kadını düşünün. Ve onun hayatını berbat eden erkekler. ERKEKLER. Çoğunluk kısmı olarak bel altı düşünceleri olan organizmalar. Bunun sonucunda kadınlara yasaklar koyup onları kendilerinden aşağı gören varlıklar. Şafak UYSAL. Bu zihniyetin kurbanı olmuş bir kadın. Bazı kitaplarda tecavüz sonucu aşk yaşanmış. Böyle saçmalıkların inadına yazılmış bir serüven. Bu saçmalıkları anlayamıyorum. Bir kadının tecavüz edilmesi sonucu romantizme dönüşen sözde AŞK kitabı. Aşkı basitleştirip kadınları yerin dibine sokup yüzsüz gösteren kitapların inadına bitirilecek bir serüven. Aşk yok bu kitapta. Ne romantizm var nede sevgi cümleleri. Herkesin inadına nefret cümleleri intikam var. Yaptıklarının cezasını çeken bir grup yaratık var. Akad HANZADE bu intikamın alınacağı kişi. Çevresinde ki arkadaş grubu ise yok olacak birkaç hayvan. Ve bu işte ki en büyük destek DORUK URAZ ÇANKAYA.All Rights Reserved