PANZEHİR BENİM
  • reads 709
  • Stemmen 91
  • Delen 7
  • reads 709
  • Stemmen 91
  • Delen 7
Lopende, voor het eerst gepubliceerd sep. 22, 2015
Güzel ve iyi niyetli bi genç kızın ailesini kaybettiği o büyük kazadan sonra tüm hayatının değişmesiyle aslında önceki hayatının tamamen bi yalan üzerine kurulduğunu ve bundan sonra gerçeklerle yüzleşmesi gerektiğinin farkına varmıştı ve bundan sonraki hayatına sıradan bi kız olarak  devam edemeyeceğini biliyordu...
Alle rechten voorbehouden
Meld je aan om PANZEHİR BENİM aan je bibliotheek toe te voegen en updates te ontvangen
of
Inhoudsrichtlijnen
Je bent misschien ook geïnteresseerd in
SİYAHİR  door ben1deniz
15 Delen Lopende
Havanın sıcaklığı, çölün ortasında bir yangına dönüşmüştü. Kumlar, güneşin altında daha da sertleşiyor, her adımda bacaklarınıza yükleniyordu. Sırtındaki çanta, sanki her saniye biraz daha ağırlaşıyor, ama o hiç durmaz, yürümeye devam ediyordu. Adımlarını atarken, gözleri sadece ileriyi görüyordu. Burası, askerlerin kaybettikleri her şeyin, her umudun olduğu yerdi. Zorluğun başladığı, ancak vücutlarının ona alışmasıyla bir şekilde unutmaya çalıştığı yerdi. Burası, zihninin sınırlarını zorladığı, karanlık düşüncelerle baş başa kaldığı yerdir. Saatler geçtikçe, ayaklarındaki acı, aslında daha fazlasını hissettirmeye başlar. Bir müddet sonra, fiziksel sınırların ötesine geçer ve zihin buna ayak uydurur. İlk başta kaslarınız bağırırken, sonradan sadece bir donukluk kalır. Vücudun ne kadar yorulursa yorulsun, komutanın emri, görevdeki sorumluluğun baskısı, bir adım daha atmanı sağlar. Çünkü geri dönemezsin. Bir çığlık duymamak, bir yudum su içmeden yol almak... Bu, tüm askerin yaşadığı mücadeleydi. Kendini bir çukurun dibinde hissettiğin zaman, etrafındaki dünyayı duyamazsın. O kadar yalnızsındır ki, neredeyse hayatınızdaki her şeyin geçici olduğunu düşünmeye başlarsınız. Ama her gün bu hatırlatma bir şekilde unutulur. Çünkü seni bekleyen görev vardır. Ve o görev bitmeden, ne kadar acı çeksen de devam etmek zorundasındır. Gözlerinde uyku eksikliği, vücudunda kanla karışmış terin izleri, aslında seni oraya getiren o içsel güçle savaşıyor gibidir. Bazen derin bir nefes alırsın, ve sonra bir adım daha atarsın. Ama bu bir seçim değildir. Sadece, bir asker olmanın tanımıdır.
Je bent misschien ook geïnteresseerd in
Slide 1 of 10
HUDUT cover
Alya Asil  (GERÇEK AİLEM) cover
KAN VE KEMİK cover
DİRENİŞ cover
üvey Ablamm gxg cover
ALMİLA(Gerçek Ailem) cover
Alçin Sönmez  cover
SİYAHİR  cover
Mafyamı +18 cover
Yüzbaşı "Kan"🩸 cover

HUDUT

52 Delen Lopende

"Bu bir Milat, Kıyamet." *** "Tatlı dile, güler yüze Doyulur mu, doyulur mu?" Sesli kahkahalar eşliğinde Neşet Babaya eşlik ediyordum, rakı bardağını kafama diktim ardından gözlerim karşı masaya kaydı. Dirseklerimi masaya yasladım, elimdeki rakı bardağını masaya indirdim usulca. Geldiğimden beri bakışları bakışlarımdan ayrılmayan adama gülümsedim nazlı nazlı. Daha sakin ve yumuşak ve sessiz çıkmaya başladı sesim, "Aşkınan bakışan göze Doyulur mu, doyulur mu?" Kollarını göğsünde bağlamış, bal gözlerin sahibi bana cürretkar bakışlarla bakmaya devam etti, bir ara dudağının köşesi kıvrılır gibi oldu yanımda oturan insanlar umurunda değildi o kendinden emindi. Geceyi onun kollarında bitireceğimden emindi. *** Hikaye tamamen kurgudur. Gerçek olay ve kişilerle alakası yoktur.