Yıllar önce ağzımdan bir söz çıkmış. Bana sorulan soruya verdiğim taptaze bir cevap. Bedenim, aklım ve ruhum daha yaşken ağzımdan çıkan birkaç anlamsız kelime. Şöyle sormuş kıvırcık: "Nerede ölmek istersin?" Cevap vermişim. Hatırlamıyorum demiştim ya, şimdi görüyorum karşımdaki kendi anılarım içerisinde. Önce kıkırdamışım elimdeki şekeri yalarken, daha sonra, "Lunapark, tabii ki," demişim. Çok sevdiğim bir yeri ölüme nasıl yakıştırdım bilmiyorum. Küçüğüm, saçlarım kısacık ve elimde şekerim var. Yıllar sonra anlıyorum dile getirdiğim o küçük şeyin gerçek olabileceğini ve ıhm... Gerçekleştiğini...
Şimdi, fark etmeden ben ölmüşüm. Burada. Lunaparkta. Yıllar önce dile getirdiğim yerde. Buraya hapsolmuşum ve ölüm ölene dek buradayım. Ruhum diri, vücudum yok belki. Fakat hala buradayım. Soğuk beni delip geçebiliyor. Ama ben... Dedim ya; öldüm.