Akan göz yaşıma engel olamadan arkamı döndüm. Yüzünü görmek bana acı veriyordu. Öfke. Hüzün. Hayal kırıklığı. Bütün duygularım birbirine karışmıştı. Koluma değen eliyle düşüncelerimden sıyrıldım. "Darcy, seni seviyorum. Lütfen beni dinle..." Demişti. Sesindeki umutsuzluk, beni her ne kadar yumuşatsada onu nasıl affedebileceğimi, yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyordum. "Hayır... Beni sevmiyorsun, sen beni sevmiyorsun." Diyebildim sadece sesimin kırılmasına engel olamadan. Yavaşça kolumu çekip koşmaya başladım. Rüzgar sertçe suratıma vuruyordu. Bu olanları arkamda bırakabilecek miydim emin değildim. Tek bildiğim ciğerlerim parçalanana kadar ağlamak istediğimdi. Asıl soru, bunu haketmiş miydim?