1,2,3,4,5,6... Kendi sonsuzluklarına yürüyen iki beden. Açıklanması ihtimal olan duyguları yontarak kendi dünyalarında imkansızdan öteye koyan inançlılar. Belki iki dünya belki iki oda arasında yaşayan , engelleri kestirilemeyecek kadar devasa olan serum şişesine bağlı iki bileğin sözleri. Neden yok ! Amaç yok ! Sadece kendisini bile umursayamayan hastane sedyeleri barınıyor onların hayat adını verip zehir gördükleri yerde. Delik delik olan elini üstüne yapıştırılmış yara bantlarına , içindeki karanlıktan bir tutam kalmış temsili bir kalp resmi çiziyor. Her seferinde karanlığına ışık tutması için o temsili kalbi gerçek kalbine giden damarın üstüne özenle işliyor. Bunu yapıyor çünkü ; o inanmasa da aydınlığa bağlanmak istiyor duygularının bir tarafı. Bir gün gelip de o yarabandını kendi eliyle, başka bir elin üstüne yapıştırma umuduylabir güne daha uyanıyor. Başkalarından habersizce oksijen tüketen seruma bağlı iki bileğin hikayesi. Ömrünü ameliyat kararları vermekle geçiren , en olmaz dediği şey başına gelen iki karakter. Belki biri daha narin gözüküyor uzaktan . Aslında onun daha güçlü olduğunu kimse bilmiyor. Acaba bu gücü yan odada habersizce kalp çizen başka bir bilek mi anlayacak ?