''Çocuk, hey sana diyorum.Hadi kalk namaz kıl.''
Yavaşca gözlerini ovalayıp doğrulmaya çalışınca karnı acımış olmalı ki yüzünü buruşturup tekrar kendisini yatağa bıraktı.
''Neler oluyor?''
Uykunun verdiği sersemlikle yüzüme bakarken gözlerimi devirip ona bakmamaya özen gösterdim. Son kez namazı kılıp kılmayacağını sordum.
''Namaz diyorum kılacakmısın? Güneş doğmak üzere.''
''Namaz? .. Benmi?'' Kendi kendine söylediği cümleye gülerken kafasını iki yana salladı.''İşsizmisin kızım, git uyu ve beni rahat bırak.''
Sinirle yumruğumu sıkıp gözlerimi ilk ve son defa gözlerine diktim.Yaptığı bana değil Rabbime saygısızlıktı.Dalga geçmişti resmen.
''Benim işim,görevim Rabbim'in bana emrettiği görevi yerine getirmek.Allah ' Müslüman,din kardeşlerinizi uyarın' buyurmuştur.Bende görevimi yapıp seni uyandırdım.Gerisi sana kalmış birşey..''
Sinirle cümlemi bitirip dışarı çıkacağım sırada aklıma gelen şeyi hızla dinlendirdim.
''Bu arada sabah ben uyanmadan gitsen hiç fena olmaz.Seni görmeye artık katlanamıyorum.''
Cevap vetmesini beklemeden ışığı kapatıp çıktım.Sabah sabah beni günaha sokacaktı.Tövbe estağfirullah.. Tövbe estağfirullah..
Genç bir kadının yeniden varoluş hikayesine hazırmısınız?
Ceylan'ın yolu ormanının kralı Aslan'la kesişmişti Aslan Karasinar'la.
Bir oyun kurulmuştu içinde masumların zarar görmesinden zerre çekinmeyen bir tilki ve masumları canı pahasına koruyacak bir Aslan vardı. Peki sizce kim kazanır bu oyunu, gerçekten kötüler her zaman kazanırmıydı?
!! Yaş farkı içerir !!