Bodruma doğru iniyoruz...herhalde çalışacağımız yer orası... Uzun dönemeçli bir merdivenden bir kat aşağı iniyoruz. Merdivendeki mermerler krem rengindeydi. Genelde krem ve siyahtı içi zaten.
Merdivenlerden inince iki taraflı kapı olan bir kapının oraya ilerliyoruz. Kapı kirli beyazdı. İttirip kapıyı açıyor Jackson.
Aşağı indiğimizde ortada bir ring, atış yerleri, kum torbası, Açlık Oyunları filminde gördüğüm ok atma yeri, koşu güzergahı...ve bilmediğim bir sürü yerler vardı. Oturmak için tekli sıralar vardı ve önde 4 sıra boştu.
Etraftan gözümü ayırdığımda 2 gün önce tanıştığımız Damon Hale ile göz göze geldim...ruhsuzluk vardı gözlerinde...o yeşil gözlere hiç olmamış.
Çoğu erkek olan öğrenciler küçümseyerek bakıyordu bize...ring de Sultan sizi yenince bende size öyle bakacağım.
Bay Argent yanımıza gelip tanıştırma faslına geçti.
''Yeni üyelerimiz Esra, Sultan, Eda ve Seda Sinecek...çok başarılı olduklarına bahse girerim.''
Kaderin bana oynadığı o cilveli oyundu karnımdaki bağ.
İki krallığın acımasız savaşının ortasında kalmış hamile bir kadın mı?
Ondan hamileydim ve daha onun kim olduğunu bile bilmeden...
Kehanet gercekleşmişti, iki krallığın efendisi bir Vampir Prensesinin karnında can bulmuştu.
" bağ yeniden yazılıyor saygılarımı sunarım:)"
" bu kitapta +18 sahneler olacaktır"