Gece yarısıydı ve ben her gece olduğu gibi yine kendimi gecenin sessizliğine atıverdim. Evden çıktığımda bir kış gecesinde olduğumu unutmuştum, kısa giyindiğimin farkına vardım ve hemen geri dönmek istedim fakat ben dışarıya çıkalı epeyce bir süre olmuştu. O anda geri dönmek akıllı bir çözüm olarak gelmediğinden olsa gerek, umursamadım. Geceydi ve karanlık çökmüştü şehre. Bu gece nedense her gece olduğundan daha çok ıssızdı sokak araları. Sanki istemediği bir şeylere şahit olmuş ve tehdit ediliyormuş gibi ürkek.
Tatlı ve sert rüzgara aldırış etmeden dolandım İzmir'in aşk kokan sokaklarında. Sokaklar sessizdi, içim biraz buruktu bu gece... Hani bazen insan hayattan hatta yaşamaktan sıkılır ya bende sıkılmıştım. Ruhum sanki bedenime dar gelmeye başlamıştı. Kaburgalarımdan okunuyordu kırılmışlığım. Her zaman çıkmazdım gece gezmelerime ama ne zaman çıksam mutlaka içimde bir sıkıntı hissediyorumdur. Bu gece de içim içime sığmıyordu.
Saatin kaç olduğu umurumda değildi, sokak aralarında yürüyordum. Hiç bilmediğim sokaklara girmek hoşuma gidiyordu. İşin garip tarafı ise, bilmediğim sokakların sonu hep bildiğim caddelere çıkmasıydı. İzmir'in aşk kokan sokakları, yalnızlığıma bir darbe daha vurur hale gelmeye başladığında durup bir düşündüm. Hayatımda omzumu yaslayacağım hiç kimse yoktu. İşten eve, evden tekrar işe gitmelerin sonu olmayacağını anlamıştım.Benimde herkes gibi başımı yaslayacağım narin bir omuz olmalıydı.
Etrafımdaki herkes ya evli ya da bir çoğunun sevgilisi vardı. İş yemeklerine tek ben yalnız katılıyordum. Tabii ki bu benim kendi istediğim için değildi. Hayatımda biri olmadığı içindi.
Başım öne eğik bir vaziyette İzmir kordonda yürüyordum, esen rüzgar bana kaybolan benliğimi hatırlatıyordu. İzmir kadınları ulaşılması zor kadınlardandı ve bu dur
Ben seni seviyorum...kardeşimden farksız o hem 5 yaş küçük...ufaklıkla ne işim olur...
Dizlerimin üzerinde eğilip kapıya biraz daha yaklaştım..
-Bin gönlüm olsa birini vermem.. Benim gözüm sadece seni görür... Hem görmedin mi erkek çocuğundan farksız.. Kıskanacağın son kişi bile değil...
Titreyen dizlerimle ayağa kalktım... Perdeyi araladım.. Balkona çıktım.. Semih gelen sesle başını bana çevirdiğinde.elinde telefon öylece kaldı... Gözlerine baktığımda anlamıştı onu duyduğumu.. Balkonda duran kitabımı aldım ve tekrar içeri girdim... Kapıyı kapatıp perdeyi çekmeden son kez yüzüne baktım..
Ve o perdeyi kapattıktan sonra yıllarca onun olduğu tek bir gün açmadım...