Bir korku filmi senaristi olarak neredeyse 10 yıldır zombi konulu yüksek bütçeli bir korku filmi çekmeye uğraşıyorum. Bütün film yapımcıları ise benden cin öyküsü yazmamı istiyorlar. Hortlak (zombi) filmi izlenmez diye tutturmuşlar. Yapımcılar benim profesyonel bir cin öyküleri toplayıcısı olduğumu bildiklerinden benden ısrarla cin senaryosu istemekteler. Evet bende gerçekten yaşanmış ve kara kaplı, ciltli, kocaman ve ağır bir deftere kaydetmiş olduğum, anlatıcısı- olay yeri- olay zamanı ve olayın başından geçtiği kişileri belli olan 50'den fazla korkunç cin vak'ası var. Aslında film sektörüne de sırf bu cin öykülerini filme çekeyim diye adım atmıştım. Fakat daha ilk deneyimimde ölüm tehlikesi atlattım. Büyü filminin ekibine öykülerimle dahil olmak istedim ama yapımcı, ben o zaman bir TV kanalında kadrolu yapımcı olarak çalıştığım için izin vermedi. Filmin senaristi, dostum olduğu için beni galaya davet etti. Büyü'nün galası hayatımdaki ilk gala idi ama az daha ölüyordum. Büyük bir yangın çıktı. Canımı zor kurtardım. Yangın dekor olarak kullanılan dev mumların ağır perdeleri tutuşturması sonucu çıktı ama o gece orada olanlardan içgözü (3. göz) açık olanlardan bazıları (yani benim gibiler) fuaye alanında garip bir enerjinin olduğunu fark etmişler. Film, Mardin'de gerçekten de civar köylüler tarafından cinli olduğu inanılan bir mağarada çekildiğinden rahatsız edilen cinlerin o gece galaya geldiklerini ben hissettiğim gibi bazıları da senarist dostuma söylemişler. bir kaç gün sonra geçmiş olsun'a gittiğimde kendisi de bunu ifade etti. Ne yazık ki o gece gala sonrasında yaşadığım kötü bir deneyim sonrası bir daha cin yazmamaya karar verdim. O günden beri Cevşen'siz gezmiyorum ve işsiz kalma pahasına cin yazmıyorum. Ne yazık ki cin furyası aldı başını gitti. Sinemada bir tek cin konulu filmler çekiliyor,Türk ko