''Çok güzelsin" dedi ben gözlerim iri iri ona bakarken bir an kendisi de söylediği şeyden haberi yokmuş gibi afalladı ve
"Ya..Yani çok farklısın" dedi oda en az benim kadar az önceki itirafı yüzünden şaşkındı. Sonra gözlerini kapatıp derin bir nefes verdi. Aramızdaki az mesafe dolayısıyla onun verdiği nefesle yüzüm serinlerken yüzümün kenarına düşen saçlarım geriledi. Sonra gözlerini kaçırdı sağ omzumun arkasındaki duvara sabitledi bakışlarını kaşlarını hafif çattı ve konuşmaya başladı
"Bana o kadar benziyorsun ki... İkimizde aslında olmadığımız kişileri oynuyoruz... Bazen o bizden yani asıl bizden farklı olan kişiliğe o kadar yoğunlaşıyoruz ki asıl bizi, benliğimizi unutuyoruz. Sonra o içimizde bir kenarda duran benliğimiz kendini ,varlığını ,orada olduğunu unutturmamak ister gibi hissettirince de..."
"Korkuyoruz. Gardımızı düşürmüş, savunmasız, çaresiz ,yeniden ve yeniden acı çekecekmişiz gibi. Korkuyoruz. Ve asıl benliğimizi iyi ve güçlü yanımızı insanlardan saklıyoruz. Ondan faydalanmasınlar ona zarar vermesinler diye. Çünkü onca acıyı yeniden yaşamak istemiyoruz" diyerek sözünü tamamladım. Arkamdaki duvara sabit olan bakışları benim konuşmaya başlamamla hemen, onun gözlerinin renginden biraz daha koyu olan kahve ela karışımı gözlerime kilitlendi. O kadar derin, ve yoğun bakıyordu ki sanki iç Duruyu görüyordu, 'benim' gözlerime bakıyordu.
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır.
Duru amacına ulaşır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.