Çok zengindim, alamayacağım hiçbir şey yoktu. İnsanların hepsi beni paramla tanıyordu. Çünkü ben Stephens ailesinden geliyorum. Stephens'ların evinin önünden geçmek bile kolay değildir, yaşadığım evde bile kayıp olduğum zamanlar olmuştu. Çok zengin ve soylu birisiydim ama tek bir eksiğim vardı. Mutluluk...
Daisy... Seni kaybettikten sonra tüm hayatım berbat oldu, değiştim. Ama çok mutsuzum.
Özgür değildim, ailem hep kendi soyadlarını düşünürdü. Bu yüzden yaptığım her harekete dikkat etmem gerekliydi. İnsan ne kadar zengin olursa olsun, mutlu olamadıkça gerisi yalan.
Ailem beni hep sınırlardı. Stephens'ların ismine leke sürmem söz konusu bile olamazdı. Ta ki her şeyin benim bir haberim ile başlamasıyla, tüm hayatım kaybetmemle oldu. Ben artık içerisinde kayıp olduğum evde değildim, insanların beni parmakla gösteren birisi değildim, bir havuzu para ile dolduracak biri değildim. Hayatımdaki her şeyi kaybettim Stephens soyadımı taşımak dışında. Artık yeni bir hayata başlayacaktım, belkide o istediğim mutluluğu bulabilecektim. Belkide mutlu olmam için hayatımda köklü değişiklikler yapmak zorunda kalacaktım. Zorluklar, korkular ve en önemlisi de bundan sonra verdiğim kararlardaki büyük köklü değişiklikler beni bekliyor olacaktı. Kelebek, artık beni kendi kontrolüne almıştı.
Ben artık Ashley Stephens'ım...
"Aranızdan biri benim için çok önemli." Şarkı biter bitmez söylediği şey sabırsızca yerimde kıpırdanmama sebep oldu. Gözleri direkt olarak benim üzerime düştüğünde çevremdeki hayranlarının telefonlarını çıkarıp beni çekmeye başladıklarını hissedebiliyordum. "Sadece Otuz Beş değil tüm albümlerim onun sayesinde, ona yazıldı." İstemsizce tebessüm ettim. Tebessümümü gördüğü an o da kocaman gülümsedi. "İyi ki benimlesin birtanem. Nice senelerimiz olsun."
O an kendime bir söz verdim.
Ne olursa olsun bu adamı bırakmayacaktım.