Hala hiçbir şey anlamamış bir şekilde yüzüne bakıyordum. Kafam çok karışmıştı. Anlattıklarını kafamda toparladığım zaman karşıma çıkan tablo neredeyse imkansızdı benim için. Eğer durum böyleyse kaldırabilir miydim bilmiyordum. Bu yüzden kabullenmek istemiyordum sanırım. Bu korkunçtu. Bana, hayatımı üzerine kurduğum gerçeklerin başından beri bir yalan olduğunu söylüyordu. Nasıl inanabilirdim ona? Gerçeği söylediğini nasıl bilebilirdim? Onun sözlerine neden bu kadar çabuk inanmıştım ki zaten. Elinde bir kanıt yoktu. Derken bana uzattığı zarf gözüme çarptı...