Benim grubum yani insanların tabiriyle çete olan bu arkadaşlarımın hayatı hiçte normal değildi gerek başlarına gelen olaylarla gerekse komiklikleriyle yaşıyordular. Bu çete 2 sendir sınıfta kalmış bu nedenle hala okul çocuğuyduk. Okulun biraz korkulanı birazda dalga araçlarıydı. Genelde kimseyi takmaz başkasının düşüncelerini umursamazlar.
İlk olarak İstanbul grubun başı gibi bir şeydi. Saçmalamayı seven, istediği her yerde uyuyup uyandırılması pekde kolay olmayan bir kızdı yeri gelince saçmalayıp yeri gelincede korkunç bir insana dönüşebiliyordu .
Diğer üyemiz ise Ayaz ve Aras'dır.
Ayaz kibar, iyi aile çocuğu diye tanıtılan, yerine göre hareket eden tatlı bir çocuk iken ikizi Aras onun tam zıttıdır. Gördüğü her kıza yazıp kimseylede çıkmayan, insanların görüp görebileceği en çapkın insanıydı ikisinin tek ortak noktası vardı yakışıklılık .
Diğer bir üyemiz Göktuğ grubun komedyeni oydu, mizahın doruklarında yaşayan biriydi o, yakışıklıydı ve tek gerçeği kamerasıydı.
Diğer bir üyemiz Hazal süslü ve cool denebilinirdi bu kız için. Her zaman süslenip erkeklerin aklını başından alırdı ama Hazal yüz vermez. Tarz sahibiydi ve çirkefleştiği zaman kimse onu görmek istemezdi.
Diğer bir üyemiz Eylül, masum ve kibardır. Süslenmesede güzel bir kızdı. Kimseye bulaşmaz sadece grup ortamında kendi gibi davranırdı. Çirkefleşme huyuda yoktur .
Diğer ve son üyemiz Rüzgar, hep kendi halinde takılan ne yaptığı pek belli olmayan birisiydi en iyi yaptığı şey ise kavga etmekti kolayca sinirlenmez ama sinirlenincede kolayca sakinleşmezdi.
Bu grubu neler bekliyordu aceba ???
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."