Unutmuş gibi yaparsın. Ondan önce nasıl aktıysa zaman öyle olacağına inanırsın,inandığın için öyle gelir aslında... Bir süre başka şeyler düşünürsün. Başka şeylerle oyalarsın kendini! Başka şeyler düşünüp, başka şeylere üzülürsün ama sadece bir süre... Oysa ne çok şey eksiktir! Kendinden bile uzaklaşmışken kendini, kendinde ararken işte o an tam gelir gülüşü aklına, sana kalan tek şey aklını da kaybedersin... O an öyle sızlarki için sanki can damarlarından biri kesilmişcesine sızlar sızladıkça sızlar... Tam o an aklın başına gelir. Ona koşmak istersin dünyanın bütün yükü dizlerindeyken. Koşarsın nefesine, öyle delice sarılırsın ki sanki ondan önce hiç nefes alamışsındır! Huzuru koklarsın dünyanın en güzel kokusudur içine çektiğin sanki yeni doğmuş bir bebeğin kokusu kadar temiz! Bir annenin sevgisi kadar... Bir babanın güveni gibidir. O an delice süzülür yanaklarından göz yaşların. Sebepsiz midir ? Akan o yaşlar sonra kaldırırsın omzundan başını bakarsın edaya bakarmış casına gözlerine günler geçmiş ben günlere yanarken günler bana yanmış... Dizlerinin üzerine koyarsın başını dalarsın huzura! O an aklın başına gelir! Rakının son kadehi masada acılar kaldığı yerden hiç eksilmeden daha çoğalarak işte o an dayanamazsın usulca akan yaşlara, deli gibi akar yanaklarından acının hâti hesabı yoktur! Bir acı ıslık dudaklarının arasında süzülür öldüm der dururken ölmezsin derler hani işte bu doğru değildir artık bedenin yaşar,ruhun çoktan ölmüş bir adama dönersin...All Rights Reserved