Son baharda yapraklar dökülür diye söze başladı, hüzün diye devam edecekken boğazında düğümlendi sözler. Anlatmak istediği uzun bir cümle vardı galiba. Üzerindeki siyah kazağı belli ki yıllar önce almış, pantolonu solmuş, elindeki eldivenleri görseniz dokunduğu şeylerin neden canını acıttığını daha iyi anlayacaksınız. Sokakta onunla alay eden çocuklar bile bazen bu haline acır. Yıkık duvarlar ardında uyuşturucu kullanan çilekeş gençler onu yaktıkları ateşin etrafına davet ederdi. Acınacak tek insan sadece o kalmıştı sanki. Nereye gitse hep aynı sahneyi yaşıyordu. Karar verdi bundan sonra yaprakların olmadığı bir ülkeye gidecekti. Yeryüzünde var mıydı böyle bir yer ?