Bugün İstanbul kadar yorgun gözlerin.
Evet istanbul kadar yorgundu Sevginin gözleri çok yorgundu sevememeye meyillenmişti.
Ağlama kalk, gül konuş biraz
Ağlamak yakışmıyordu hiç bir zaman Salih Necipin sevgisine
Akıtma Marmara gibi gözyaşlarını ey sevgili
Evet akan gözyaşını kurut diyorlar diye bir şarkı sözü vardıy, evet Marmara gibi aşkça akıyordu gözyaşlarımdan yüzümü narince ıslatıyordu Marmaranın aşkı
Sana yakışmaz bu keder, bu naz
Artık kendi kararlarını kendisi alıyor ve yeni bir fikirle ideal bir önder bulmaya kendini adamıştı.Tek önderin Hz.Muhammed (s.a.v) olduğunu bildi ve onu okumaya başladı.
İstanbuluda attı kafadan aşkıda.Kendini Muhammedi sevdaya adamıştı.Şiirler yazmıyordu, tesler çözüyordu, kitaplar koca koca kitaplar, tuğla tuğla kitaplar okuyorduki! Hz.Muhammeti anlamak için.
Evet o gününü Salih Necip Bugünün İstanbuluyla anlatmaya çalışmıştı.Yarında başka bir şiirle anlatacak.
Bolca +18 sahne ve biraz şiddet olacak arkadaşlar ona göre okursanız sevinirim
"Bana attığın o tokat'ın karşılığı olmayacak mı sandın hemde tüm sınıfın olduğu bir partide...?
Alin'in gözyaşları yüzünden şelale gibi akıyor bir tanesi inmeden diğer gözyaşı onu yetişiyordu
"Boşuna ağlama ben senin annenin ameliyat masraflarını ve 1 senelik yurt dışı masraflarını karşılayacağım babanla birlikte orda rahat olacaklar sende bunun karşılığında 1 sene ben ne dersem onu yapacaksın altıma gir desem girecek her isteğimi yerine getireceksin ve emin ol yatakta hiç nazik değilimdir" pis pis sırıtır
Alin karşısında ki adama nefretle bakar bu bir sene nasıl geçecekti...