Kalbim yerinden fırlayacak gibi dedi çocuk. Derin derin nefes alarak. Sonradan fark etti. Her nefes alışında aklına onun gelişi geliyor ve nefes verdiğinde ise gidişi. Sonra hayatı nefes alıp vermeye benzetti. Yaşadığı onca şeyi iki cümleye sığdırdı. Elini duvara koyarak ayağa kalktı. Dengesini sağladıktan sonra birkaç adım atıp bir banka oturdu. Gölge gibiydi her şey. Bazen hoşa giden bazen ise sinir bozucu. Yerine ve zamanına göre değişiyordu gölgenin kıymeti. Tıpkı yaşam gibi. Hayat elinden geleni ardına koymuyordu. Ne yanında yer aldığı belli ve ne de karşısında. Kolundan tuttugu gibi kapı önüne de koyabiliyor. Sonra seni tekrar sarmalayıp sakinleştiriyor. Bir bilinmez gibi ama bilinen bir şey. Yolun ortasında öylece bırakabiliyor seni. Umrunda mı dersin. Hayır, derim. Bazen içinden gelir başını okşar bazen de boğazına sarılır. Çaresi yokmuş gibi dersin. Oysa çare sizsiniz. Kendinizdir kendinizi kendiliğinden ayırt eden ya da çıkaran. Kendi benliğimizin şapkasını çıkartıp düşünmAll Rights Reserved
1 part