Nefret, aşkı yenmeye aşk ise
iki kalbe birden düşmeye yemin etmişti.
Yüreği buz tutmuş kalplerde kol gezen nefretin, en büyük düşmanı kardeşi olan aşktı. Bir yüreğe aynı anda düştüklerinde, insanı kül edene dek yanarlardı. Nefreti silebilen aşk, bunu sindire sindire yapabilmek için yanına en büyük müttefiği gururu alırdı. Gurur, yerini en yakın dostu sevdaya bırakana dek nefret tüm gücünü aşkı yok etmeye kullanırdı.
•
"Gitti."
Karer Çağan'ın sesi ıssız gecenin ortasında neredeyse duyulmayacak kadar az çıkmıştı. Elindeki şişeyi kafasına dikti.
"Gitme demiş miydin?" Yekta'nın sorusu, Karer Çağan'ı hazırlıksız yakalamıştı. Cevap vermedi. Yekta, Karer Çağan'ın elindeki şişeyi sertçe çekti.
"Bazen sadece gitmek zorunda olduğumuz için gideriz. Sırf gitme diyenimiz olsun diye. Şimdi söylesene, kal diyemediğin birine gittiği için neden kızıyorsun?"
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."