PENCERE

Nil için bu kez uzun bir yolculuk olacağa benziyor!

O küçük bir şehirde, lüle saçlarının hiç bozulmayışını kıskandığı en iyi arkadaşı Zeynep ve uykucu tavşanı Kırpık'la yaşamaya çalışan sıradan bir gençti oysa... Kafaya takmaması gerektiğini bildiği "şu sesleri" ne zamandan beri ciddiye alır olmuştu? Gaipten gelen sesler ne zaman güvenilir olmuştu ki? Peki ya şu rüyalar?

Londra'ya gelmesiyle kurulu düzeninden olan Nil yalnızca mistik sesler duymuyor, onu uyku felcine sokacak kadar ağır rüyalar da görüyordu. Deliriyor muydu?

Bilmenin yalnızca tek bir yolu vardı... "Ya sesler sana sahip olur ya da sen o seslere açılan pencereye!"