İki Tanrının taht kavgası, tüm dünyayı ve Serastes halkını sarsacak derecede şiddetli geçmişti.
Savaşın üzerinden yirmi yıl geçmesine rağmen, acılar dinmemiş, aksine intikam hırsı Aiakos'un damarlarında kol gezinmişti. Bir ailesi vardı, kızı ve karısı. Savaşın sonucunda kaybeden taraf olup, kızını ve karısını kaybetmişti fakat karısının cesedinin bulunmasına rağmen, kızı bulunamamıştı.
Yaşıyor olabilir miydi?
Bu ihtimale tutundu, fütursuzca. Yıllarca kızını aradı, en ufak bir ize rastlamamıştı fakat vazgeçmek işten değildi.
Ve o gün...
Büyük Tanrı Herakles, kendi çocuğunu, yıllarca taht savaşında bulunduğu Aiakos'a emanet ederek yapılabilecek en büyük hatasını yapmıştı. İntikamın damarlarında canlanan Aiakos, kızı ve küçük çocuğu birbirine mühürlemiş ve kızını araması için çocuğu büyütüp, eğiterek dünyaya göndermişti.
Tek çaresi o çocukken, ya çocuk amacından saparsa?
İki kardeşin taht kavgasının bitmesinden yıllar sonra açılan bir savaş,
İstenen bir taht,
İsyan çıkartan bir veliaht,
Aranan bir Tanrıça ve damgalanmış ruhlar.
Damgalanmış; suçu olmadığı halde suçlu sayılanların hikâyesi.
Şeytanın kızı ve Şeytanın çırağı.
( Yazılma tarihi; 15 Eylül 2015, Yayınlanma tarihi 15 Kasım 2015)
Wattpad de bu adı kullanan ilk hikayedir.