'' Hayat yeryüzünden ibaretse ben gökyüzü olmayı tercih ederim. ''
İngiltere’nin Bribu kentinde yaşayan 21 yaşındaki Bethany Dfielny’ın temel ihtiyaçlarından birisi gökyüzünü gece vakti izlemektir. En yakın arkadaşları bulutlar ve yıldızlar olan Bethany, yetişkin bir kadın olmanın basamaklarını tırmanırken hayatı tek bir günde tepe taklak olur, ne kendisi çözebilir bu karmaşıklığı ne de bulutlar.
Ancak üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, bu kırılma noktası geri alınamaz. Geriye ne eski Bethany kalmıştır, ne de onun eski hayatı.
''Geceyi seviyorum. Karanlık olmasaydı, yıldızları asla göremezdim." -Stephenie Meyer
Dünyanın bir diğer ucunda yaşayan Darren Campbell ise hayatını kurtaracak olan Bethany’in varlığından bile haberdar değildir. Ortak olan tek noktaları ise gecedir. Sonsuzluk içerisinde sonu bulunan gece.
"Gökyüzü biraz daha karanlıklaştı, mavi üstüne mavi, her saniye biraz daha mavi ve daha derin, çok daha derin gölgeleri gecenin..." -Haruki Murakami
Şimdiyse yazar sizi Bethany’in zihnine davet ediyor. Karanlık koridorlarda kaybolabilir, altın bezeli yollardan geçebilirsiniz. Ancak yapmanız gereken tek bir şey var; Kendinizi geceye bırakmak.
Çünkü bu yapabileceğiniz tek şey. Ve buradan çıkış yok.
Dudaklarıma bir buse kondururken "seni seviyorum,ama biraz acı cekmen gerekiyor"
Ben iki yıldır acı çekiyorum,bu ne ki? Boxerini çıkarırken onu izliyordum. Bir yere gelince utanman da kalmıyordu bu adamın yanında. Alışık olduğum şeylerdi. Bir adamın sevmediğin halde her zerresini biliyorsanız buna bir bok denmezdi!
Kalın ve damarlı penisini çıkarıp birkaç defa okşadı. Bunu yaparken gözlerimin içine bakıyordu.
"Hazır mısın?"
Hazır mıyım? Ben çocuk doğurmaya hazır değilim. Ben anne olmaya hazır değilim. Lanet olası hapı yanıma almamıştım! Ayrıca aklıma nereden gelebilirdi ki dağ başında kocamla sevişeceğimiz?
Erkekliğini girişime yerleştirirken birden içime itti. "Ahh!" Tırnaklarımı kollarına geçirdim. İçimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım, topuklarım kalçalarına değiyordu. Omuzlarına sıkıca tutundum. Terden ıslanmış Saçlarımı gözümün önüne düşerken tek eliyle geriye attı.
"Kartal!"
"Sikeyim! Seni o kadar özlemişim ki!"
"Ahh! Yavaşla!"
"Hayır bebeğim,bu gece sadece benim istediğim olacak"
Omuzlarına tırnaklarımı geçirirken odadaki tek ses tenin,tene çarpma sesleri,ve kısılan sesimden çıkan inlemelerimdi. Sonuna kadar soktuğu aletiyle hayalarının kadınlığıma çarptığını hissedebiliyordum.