neden ellerim titredi, kalp atışlarım kontrolümden çıktı? neden gözlerim bir an görmeyi unuttu? bilmiyorum... heyecanlanınca çocuk gibi olduğumu bir kez daha anladım. saçmalamak ve kontrolden çıkmak için öyle uygun bir andı ki kendimi zorlamama hiç gerek yoktu. her zamanki gibi akışına bıraktım. yaptığım imla hataları adrenalinin hala damarlarımdan bir zehir gibi süzülmesindendir. hormon bu yavaş ama etkili. yani aşk gibi geç vuruyor, güç vuruyor ama acıtıyor. sevmek de hormonların harekete geçmesi gibi, kendinden geçiriyor. beni hala 5 yaşındaki çocukların acemiliğine sevk edebiliyorsun, sıcağı sıcağına bu yazıyı yazdırabiliyorsun. acı çektiriyorsun. evet, farkındayım yine kendimi acındırıyorum. ama kabul etme zamanı gelmedi mi sence de? ben acınacak haldeyim. gözlerini kapatınca, tüm gücünle sımsıkı yapıştırınca gözkapaklarını birbirine gerçekleri umursamamak çok kolay oluyor. nereden biliyorsun deme. sen öğrettin bana. hala da öğretiyorsun ya boş... salınmayı, salmayı, susuzlukta kıvran