Özlemek, birini ,bir erkeği,bir kızı,anneni,babanı,kardeşini,abini,ablanı,arkadaşlarını,en sevdiğin yemeği,en sevdiğin konuşmaları,eski hayatını,başka bir yerleri ve daha bir sürü şeyi.Özleriz çünkü o özlediğimiz şeylere belki uzak kalmışızdır yada eski güzelliğini bulamıyoruzdur,bir eksiklik olduğunu farkederiz ve aynı olmasını isteriz işte bu özlemdir.Bazen çığrından çıkar dayanılmaz bir hal alır,aldığın nefes bile batmaya başlar,çevrendekiler önemsiz ,gereksiz veya fazla gelebilir.Müzikler de yetmez artık teselli olmana.İlle de o özlediğine ulaşmalısın o sıra da.Hele bir de ulaşamıyorsan işte herşey ters gelir sana.Olan da olmuyormuş gibi görünür ta ki olana kadar işte bu da özlemden çıkar işler iyice karışık bir hal alır.
Melis, annesinin kaderini yaşayan bir genç kızdı.
Babası ve abisi tarafından ayak bağı gibi görülür ve onlar için para kaynağı olmaktan ileri gidemezdi. Ama günün birinde, celladı olan kişi ona hayatının aslını gösterdi, bir intikam uğruna ailesinden koparıldığını söyledi.
Seneleri acıyla geçen Melis, kendini yepyeni bir sayfa açmış halde buldu ama hiçbir şey beklediği gibi değildi. Olamazdı. Çünkü onun sevilmeyecek çok yanı vardı.
"Koskoca evinize bir beni sığdıramazdınız. Madem sığdıramayacaktınız, o zaman beni o cehennemden neden kurtardınız?"