''Onların saçları yoktu ancak ruhları bir rapunzelden daha uzun saçlara sahipti.'' *** "Bunları. Ne yapacağız biliyor musun? Kağıda en çok istediğin bir dileğini yazacaksın ve balona bağlayacaksın. Ve dileğin kabul olacak." Heyecanla kıpırdandım. "Ne istersem yazabilir miyim?" Kafasını salladı. "Elbette. Ancak imkansız olmasın. Çünkü kabul olduğunda birşey yapacağız tamam mı?" "Ne yapacağız?" "Dileğimizin gerçekleşmediği her ay aynı dileğimizi tekrar tekrar yazıp birer balon ile göndereceğiz." "Ya gerçekleşirse?" "O zaman son bir balon göndereceğiz ve o kağıda da teşekkür mektubu yazacağız ve göndereceğiz." Heyecanla ne yazacağımı düşündüm. Herşey olabilirdi. Ancak şuan istediğim tek birşey vardı. Sonsuzum olsun. Gülümseyerek balonun ucuna bağladım kağıdımı. Aral çoktan bağlamış beni bekliyordu. "Ne yazdın?" "Söylersem gerçekleşmez. Gerçekleştiğinde teşekkür balonumu beraber salarız. Hadi gel." Aral elimden tuttu ve iskeleye götürdü beni. İskelenin en ucuna geldiğimizde bana doğru baktı. "Hazır mısın?" Dedi ve gökyüzüne baktı. "Evet." Gülümsedi ve gökyüzüne doğru sessizce mırıldandı. "Ne olur dileğimi kabul et." Bende gözlerimi gökyüzüne çevirdim ve bende tekrarladım. "Ne olur dileklerimizi kabul et." Aynı anda el ele saldık kader balonlarımızı. Her şey ilâhi taktire kalmıştı artık. Kaderimiz iki balona bağlı gökyüzüne yükseliyordu. Gittikçe uzaklaşıyorlardı. Sara Demiral. Ben oyum. Babası, doğduğunda; annesinin ölümüne sebep olduğu için terk edilen kız. Evet ben Sara Demiral'ım. Lösemili;yapraksız bir papatyayım. Ve bu yalnızlık benim tacım.Papatya tacım...All Rights Reserved