Yaz'ın bitmesiyle birlikte, mesela Fethiye'de yeşilliğin içinden gelen o böcek sesleri de kesildi malesef. Kadyanda'ya giderken içerisinden geçtiğimiz Üzümlü beldesindeki taş evlerin; " ben yıllarca mahzende kalmış ve henüz keşfedilmemiş eser gibiyim; beni gör ve keşfet, karşındayım, buradayım" diye haykırdığı yerlerin sesinin artık kısık çıktığı bir mevsimdir sonbahar... Ya da bir sene hasretle beklediğim Ege- bardacık incirini, hemen bitmesin diye minik çekirdeklerini dişimin arasında çıtlatarak yerken veda ısırığını uzun tutarım hep.
Her zaman sessizce misafir ederken konuklarını 5000 yıllık Kayaköy, yaz bitimiyle küsüp daha da sessizleşerek bi sonraki mevsime hazırlıklar yapar duvarlarında barındırdığı kertenkelelerle.
Bir de Saklıkent Kanyonu vardı; tesadüfen bir çobanın keşfetmesiyle dünyanın ziyaret ettiği eşsiz güzellik. Ziyaretçileri birer birer veda ederken, o hala aynı güzelliğiyle her daim soğuk olan gözyaşını akıtır gidenlerin arkasından ve kadim dostu çobanlara anlatır ziyaretçilerinin mutlu hikayelerini.
Fethiye'de yaz böyle veda eder sevenlerine.
Her Türk asker doğardı. Lakin sadece bazılarının yaşamı asker olarak son bulurdu. Onlar vurulduklarında değil, unutulduklarında ölenlerdi. Onlar şanlı Türk ordusunun askerleri, şehitleriydiler.
Ve hepte öyle kalacaklardı.
Not: Bu kitapta yazılan askeri nizam ve askeri tüm olaylar gerçek bilgilerdir. Bizzat Gazi, Emekli, Aktif askeri personellerden alınan yaşanmış olaylar, uygun askeri nizam bulunmaktadır. Teşekkürler.