Karanlık sarı verdi gecekonduların yorgun bedenini. Sokak lambalarının gözlerinin feri sönmüş. Bazı lambalar aydınlatmak tan vazgeçmiş bu sokakları. Bir kaç sokak lambası hala direniyordu. Bir baba belirdi sokağın en başında elinde meyve filesi ağzın da sigarasıyla. Kalın paltosuna gömülmüş yorgun dizleriyle eve kadar dayanmaya çalışıyor. Eve bir kaç adım kala bir şeyler oluyor bir şeyler diye mırıldanıyor. Zira evinin sokak lambası yanıyor ve dış kapı aralık. Yeni, taze ve can olsun diye bir nefes daha çekiyor yorgun ciğerlerine. Son hamleyle evine ulaşmaya çalışıyor. İçerde bir çığlık, bir çığlık ki yorgun kiremitleri bile yerlerinden oynatıyor. Çığlık bozuyor bu fakir gecekondu mahallesinin huzurunu. Galiba Besi doğum yapıyor diye düşünerek evin yanıbaşın da duran kırk yıllık kütüğe ilişiverdi Şeyhmuz efendi. Vücudu yorgundu yorgun olmasına ama sanki yüreği daha da yorgundu. Bu ilk çocukları değildi ama heyecan aynıydı...